Enyy dergisi olarak bizler artık ‘’hayatımı yazsam roman olur’’ diyen sizlerin için ilginç yaşamları hikâyelerini isim ve kişi belirtmeden yayınlıyoruz
. Bu sayımızda ilk konuğumuz karamelek Kendime kara melek dememin sebebi, kendimi çözmememden kaynaklı olmasıdır. İyi birimiyim yoksa kötü birimiyim kararını vermiş değilim, bir yanım çocuk diğer yanım karanlık kaldı hep. karanlık tarafım beni Lise yıllarının başında sarmaya başladı. O zamanlar heyecanlı deli dolu özgüven tam yerinde ‘benim hayatım benim kararım’ modlarında gezen genç güzel kız idim. ben, şunu biliyorum hiç kimse masum değildir hepimizin içinde bizi dürten bir şeytan vardır .ama yaşadığım bu ilk olayda ne kadar suçum var bilmiyorum Beni hayatta en çok rahatlatan şey kitaplardır. Kitap okumak en fazla keyif aldığım hobimdir, halen her fırsatta kitabı düşmem elimden. O yıllarda okudum son kitabın etkisinde fazlasıyla kalmıştım. Korkuların üstüne git diyordu kitap. O kadar etkisinden kalmıştım ki ben de korkularımın üstüne gitmeye karar verdim. Okul ile evin arasında kestirme bir yol vardı. beni korkutan ürküten bu yola çevredekiler, karanlık yol adı konmuştu. İnsanların pek tercih etmediği bu yoldan eve dönmeye karar verdim. eve dönüş yolu olarak karanlık yola doğru yürümeye başladım. içimden de kitabın yazdığını tekrarlama ya başladım.yol boyunca kitabın yazdığı gibi ‘korklarının üstüne git, bak geçti hiçbirşey olmadı yürüyüp gidiyorsun işte’diyordum.yolu yarılamıştım ki uzakta uzun pardüseli, zayıf uzun boylu,iri gözleri olan bir adam gözüktü . Ürktüm ama kendi kendime ‘sakin ol normal vatandaş yoluna gidiyor ‘sakin ol’ demeye başladım. pardüseli adam yavaşça yanımdan geçerken ‘gitti oh be’ dedim ki bir el arkadan sıkıca ağzımı kapattı Şaşırmış bir şekilde çırpınıyordum. Ama öyle bir kavramıştı ki beni kımıldamak bile zordu. Bağırıyorum imdattt, ama kimseler sesimim duymuyordu. Saldırgan beni yere yatırdı. Üstümde okul kıyafetlerim çırpınıyordum bana ‘sesiz ol seni öldürürüm bak’ diyordu. Bir eliyle de ağzımı kapatıp, diğer elini de ağzına götürüp şişş yapıyordu. Deliler gibi çırpınıyordum, o esnada elini ısırmak geldi aklıma, öyle bir ısırdım ki ağzımı kapatan o eli, tüm acım ve çaresizlimle ısırdığım bırakmak istemiyorumdur. Isırdıkça hırslanıyor. Bağırmama, yarı
m istemem engel o eli koparcıcasına ısırıyordum. Elini kurtaran saldırgan can havliyle üzerimden kalktı o esnada ben imdat, imdat diye bağırmaya başladım, bir yandan da telefonuma sarılıp polis aramaya başladım. Saldırgan paniğe kapılıp hemen kaçtı gitti. Yerimden doğruldum her yerim toz içinde kalmış,bacaklarım titremeye başlamıştı, ağlayamıyordum bile korkudan. Eve geldiğimde annem ve babam halimi görünce panik kapıldılar, yaşadıklarımı anlattıktan sonra istediğim onlardan beklediğim sadece ‘korkma yanındayız buradayız’ sözleri beklerken babam birden ayağa kalkıp saldırıya uğradığım için sağlam bir tokat geçirdi yüzüme Çok ilginçtir ki saldırıya uğradığım esnada annem bir üst sokaktan geçiyormuş, sesleri duymuş ama anlayamadı için geçip gitmiş. Ben üzerinden yıllar geçmesine rağmen o gün babamın bana attığı tokat yüzünden, ona karşı ördüğüm duvarlar kaldıramama sebebimdir. Babam artık istese de bana ulaşamıyor. Anne ve babalar küçükten bize ne yaşatıyorlar sanız ileride karşılığını öyle alıyorlar maalesef. İLK BERABERLİĞİMDE KAN GELMEDİ DİYE SAÇLARIMDAN SÜRÜKLENDİM Bu yaşadığım trajedi atlatmaya başladığım bir zamanda aşık oldum. Sınıfımdan yakışıklı popüler genç olan Kerem’e Kerem harika birydi. ilgi, sevgi herşey onda idi. hergün okul sonrası keremin arkadaşının olduğu kefeye gidip, yiyip içip eğleniyorduk, zaman güzel geçiyordu, okulun bitmesine artık aylar kalmıştı, her şey yolunda mutlu mesut ayaklarım yere basmaz gezerken, birgün beni her zaman gittiğimiz cefaye götürdü, cefanın üst katında bulunan dinleme odasına gittik beraber, Sohbet şakalaşma sonrası aramızda yakınlaşmaya başladı, onun o kadar seviyordum ki, artık biz birbirimizden ayrı yaşayamayız gibi geliyordu bana. Bu kadar severken içimden geldiği gibi kendimi hiç kasmadan ilk beraberliğimi yaşamaya başlamıştım. herşey çok güzeldi. ilk deneyimim olmasına rağmen onu çok sevdiğim için gayet rahattım. Sevişme son bulduğunda sevgilim yataktan katlı saçlarımdan kavrayarak beni sürüklemeye başladı. elinden bir ara kurtulup üstümü apar topar giymeye başardım, ama kurtulamıyordum ne olduğunu anlamadan ‘ya ne oldu söylesene ‘diyordum o ise beni aşağıya kadar sürükledi saçlarımdan. kefenin dışına attığında. il
kdefa inandığım, ilk beraberliğimi yaşadığım adam sadece sen kız değilsin kan gelmedi senden demişti. Bütün bu kötü zamanları geçirirken yanımda tek bir arkadaşım Nil vardı. Nil, lise yıllarında tanıştığım ve halen en yakın arkadaşımdır. Onunla lise sonrasında arkadaşlığımız, dostluğumuz devam ediyordu. okul bitmiş artık büyümüştük. zaman zaman iş dünyasını tecrübe etme başlamıştık, birkaç yerde çalışıp yapmayıp ayrılmıştık. tabi bu arada aşklarımız, sıkıntılarımız, çılgınlıklarımız da oluyordu elbet ,hatta hatalarımız da örneğin: tanıştığım gün aşık olduğum adamla Türkiye turuna çıkmaya kalkışmam. sonuç mu?iki şehir sonrası Yolda bıraktı gitti beni. üzerimde nüfüs kâğıdı ve param olmadı için Nil’i aradım, bilet aldı geri döndüm. Yani böyle saçmalıklarımda oldu elbet. bazen bela çeker diyorum kendime. Şimdi anlatacaklarımdan sonra eminim sizde aynı şeyi düşüneceksiniz Nil bir gün iş görüşmesine gidecekti. Tek gitmemek için beni de yanında istedi. işim olmadığından bende ona eşlik ettim. Görüşme bir cefa de gerçekleştirdik oteli oldu söyleyen biri Nil ile görüşmek istemişti. Şişman açık tenli yüzünün her yerinde sivilceleri olan bir adamdı bu. Görüşme yaptığımız otel sahibi olduğunu sandığımız bu kişi ilerde benim kâbusum olacaktı. Görüşme boyunca iş dışında gerekli gereksiz cümleler kurdu, o kadar çok güzelliğimizden bahsedince mevzunun farklı olduğunu anlayıp oradan uzaklaştık. bu olay yaşanalı henüz bir yıl olmuştu ki, birgün telefonum çaldı. Gelen telefon keremden idi. Elim ayağım kesilmiş, aklıma mazi gelmişti. evet biz kötü bir şekilde ayrılmıştık, ama çok güzel günlerimizde oldu. O beni çok iyi anlıyor dinliyordu. Konuşmaya devam ettik yıllar geçmiş sesi bile olgunlaşmıştı. Kerem ile böyle birkaç gün konuştuktan sonra, bir sabah beni aradı. Elinde bana ait çok özel bir şey olduğunu ve bana onun vermesi istediğini söyledi. Bir tuhaf oldum çü
nkü sözleri tehdit içeriyordu. Panikledim ‘tamam bekle geliyorum’. Bu arada Nil’e mesaj çektim ’bir saate kadar gelmesem polise haber verin’ Neden bilmiyorum ama öyle bir şey söylemek geldi içimden. Üstümü giyip hiç vakit kaybetmeden buluşma yerine gittim. Acaba nasıl biri olmuştu değişmişimiydi kalabalıkta onu seçmeye çalışırken arkamdan biri bana sesleniyordu dönüp sesin geldiği yere doğru baktım, Nil’in bir sene önce görüşme yaptığı adam, yanına gittim de ‘lütfen oturun bir kaç gündür telefonda görüştünüz kişi benim’ dedi. Dondum kaldım. şoklardaydım nasıl olur, kerem o olamaz ,kerem gibi konuşup kerem gibi cümleler kurması, keremle olan sohbetlerimizin aynısı nasıl olabilirdi. Oturdum ve şaşkınlıkla ard arda sorulara başladım. Bana bir senedir beni takip ettiğini hakkımda her şeyi öğrendiğini söyledi kanım dondu hemen masayı terk etmek istedim ,ayağa katlığımda bana sadece bu kadar olmadığını elinde bana ait çok özel bir şey olduğunu söyledi.Yerime geri oturdum ‘o zaman ver her ne ise geldim işte ‘ dedim. evin oraya gidelim aşağıda bekle, getirip vereyim dedi.evin yoluna doğru yürümeye başladık, kapalı çarşıya içine doğru yürüdük günlerden pazardı ve etraf sesiz idi. korkuyordum ama elinde bana ağit ne olduğunu çok merak etiğim için yola devam ettim.kapalı çarşı içine girdiğimiz sırada bir binanın önünde durdu. Sen bekle ben alıp geleyim dedi birkaç dakika sonra döndü yanıma geldiğinde hemen saçlarımdan tutup beni binanın içine itti. binanın kapısını kapatarak tekme tokat vurmaya başladı, yukarıya çekti bir yandan itip bir yandan dayak atıyordu .ikinci katta bir daireye girdik darma dağın bu evdi burası, masa üstünde maddeler ,alkol şişeleri ve yerlerde dağınık kıyafetler vardı.elimden çantamı aldı beni koltuğa itti. Gözlerinin ve bakışlar
ının değiştiğinin fark etiğim bu adam, normal insan gibi değil de hasta bir insan gibi davranıyordu bana. Evleneceksin evleneceğiz annemin elini öpeceksin gibi sözler söylüyordu ne yapacağımı bilmez halde idim. Karşıma geçmiş garip garip bakan bu adam bir yandan da alkol alıyordu. yinemi ben yine Allahlım diye içimden geçirdim o an neden ben bu kadar sorun beni buluyor bela çeker gibiyim diye geçiyordum, bir yandan da nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Aklıma rol yapmak geldi. Bu adam normal değildi, hasta olduğu o kadar belliydi ki bunu konuşurken, bakarken anlayabiliyordun. Ona ‘bende o zaman bende senden çok etkilenmiştim, keşke hemen beni bulsaydın, bende aklımdan seni çıkaramadım. Benimle ciddiysen seninle evlenirim dedim. Sonra bu aşkı kutlamak için bir yerlere gitmeyi teklif ettim, bir süre uğraştıktan sonra inandırdım. Evden çıkmıştık artık. ben inanamıyorum dışarıda olabildiğime ondan kurtulmam daha kolay olacaktı. Sesizce yürüdüm. Yolda sigara almayı bahane ederek bir markete girdim, çantamı geri aldığım için hemen kontörü bitmiş telefonuma kontör aldım. Cefa ye geldiğimizde siparişleri verdik, bir süre sonra ben lavaboya gitme bahanesiyle yerimden kalkıp lavaboya gittim. İçeri girdiğimde kapıyı hemen kapattım. Telefonumu açtım ard arda aramalar annem, Nil, defalarca aramış sadece Nil’e mesaj çektim polisleri al gel b
u adres cifedeyim kaçırıldım. 15 dakika geçmeden polis
ler cefa ye geldi. Yukarıya olduğumuz yere geldiklerinde’ bana lütfen masandan ayrılıp yanıma gelin’ dediler koşarak kattım.zaten o esnada bütün Marmaris’te polisler beni arıyormuş Nil haber vermiş herkese….