Harry Sophie’ye inanmak istemiyordu. Ama tarif ettiği kadın İsabel’di. Birkaç defa karısına sormaya yeltendi ama bir türlü soramadı. Bu konuyu daha sonra çözmek için rafa kaldırdı. Hem ticaret işleri hem çiftlik evinin tadilatı tüm zamanını alıyordu. Ailesini ihmal ettiğini biliyordu ama her şeyi onlar için yapıyordu. İşte bu düşünce onu rahatlatıyordu. Harry sert görünümü aksine çok naif bir kalbe sahipti. Çalıştığı ve çalıştırdığı herkes onu sever ve saygı duyardı. Angela kuzeniyle iki haftadır aralıksız ilgilendiği için akşamları yorgun bir şekilde uyuyakalıyordu. Ama bu gece Harry Angela’nın erken uyumasına izin vermeyecekti. Karısının dolgun esmer vücudunu çok özlemişti. Her zerresini öperek onu çıldırtmak istiyordu. Yatağına uzanarak Angela’yı beklemeye başladı. Ve nihayet Angela tüm o hayat enerjisiyle odaya gelmişti. Harry ayağa kalkarak elbisesinin iplerini çözmeye çalışan karısına yardım etmeye başladı. Bu işi o kadar yavaş yapıyordu ki Angela gecenin uzun olacağını anlamıştı. Yavaşça dönerek gözlerini Harry’nin koyulaşmış gözlerine dikti. Parmak uçlarında yükselerek kocasının etli dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdu. Harry karısının yatağa uzanmasına yardımcı oldu artık tanıdığı vücudu yeniden keşfediyormuşçasına yavaş yavaş öpmeye ve okşamaya başladı. Angela’nın zevk iniltileri Sophie’nın odasına kadar geliyordu. Sinirle yataktan kalktı ve odanın içerisinde turlamaya başladı. Harry’nin içine ektiği şüphe tohumları etkisini çabuk yitirmişti. Adam karısına aşıktı. İşinin çok zor olduğunu kabul ediyordu ama o zorluklarla baş etmesini iyi bilirdi. Elbise dolabının kapısını açtı ve Harry’nin annesinin odasından aldığı elbiseyi denemek için üstüne geçirdi. Saçlarını da ensesinde topladı. Kadının neye benzediğini bilmiyordu ama aldığı elbiseler işini görürdü. Biraz kısa gelmişti çok sorun değildi. Elbiseyi çıkarmak üzereyken kapı sesi gelince durdu. Biraz dikkat kesilince narin ayak seslerinin Angela’ya ait olduğunu anladı. Kapı deliğinden gözetlemeye başladı. Angela sarsak adımlarla Amelia’nın odasına doğru yürüyordu. Hiç düşünmeden odadan çıktı. Angela’nın onu detaylı göremeyeceği şekilde merdivenlerin başına kadar parmak uçlarında yürüdü. Oldukça loş görünen bu yer planı için mükemmel bir konumdu. Başını önüne eğerek beklemeye başladı. Harry’nin odadan çıkmaması için içinden dua ediyordu. Neyse ki çok beklemesine gerek kalmamıştı. Angela odasına geri dönmek üzere merdivenlerin ucunda göründü. Az önce yaşamış olduğu zevkten saçı başı dağınık haldeydi. Tam ilk basamağa adım atacakken duyduğu sesle irkildi. Bir iniltiydi bu. Kafasını yukarı kaldırdığında beyazlar içinde bir kadının durduğunu gördü. Loş ışıkta sadece elbisesinin bir kısmı görünüyordu. Bu kayın validesinin elbisesiydi. Dehşete düşmüş bir şekilde çığlık atmaya başlamıştı ki. Sophie hemen odasına doğru koştu. Harry odadan çıkmadan ortadan kaybolmalıydı. Açık kapıdan kendini içeri attı. Hızla üzerindekileri çıkardı ve bir elbise geçirdi üstüne o da sesi duyar duymaz çıkmış gibi panikle merdivenlerden aşağıya indi. Angela kendinde değildi Harry karısını kucaklayarak yukarı çıkardı. Salondaki koltuğa oturtarak su içirdi . Angela daha iyiydi. Harry’e korkudan büyümüş gözlerini dikerek “Anneni gördüm”dedi. Harry “anlamadım” diye yanıtladı. Angela “annen oradaydı merdivenin başındaydı” diye tekrarladı. Harry artık dayanamayacaktı “Angela annemin öldüğünü biliyorsun onu nasıl görebilirsin?” diye sordu. Angela kendinden emindi “onu gördüm diyorum neden inanmıyorsun.Lütfen beni odama götür”dedi. Harry karısının dediğini yaptı. Karısının sadece bir sanrı gördüğünü düşünmek istiyordu. Sabah bu konuda Angela ile ciddi bir konuşma yapacaktı.