Modaya yön veren akımlar rahatlığa doğru yönelmeye başladı. Bu yönelimin başlamasında internet ortamında girdiğimiz toplantıların oldukça büyük bir etkisi bulunmaktadır. Genel olarak tercih ettiğimiz gömlek ceket ikilisinin altına giydiğimiz eşofman altları yadsınamaz bir gerçek kimse inkâr edemez.
Dolabımızda her daim bulunan pullu, payetli bluzlarınızı astığınız askılarda renk renk sweatshirtler ve dar pantolonlarımızın yerine ise artık modacıların tasarladığı bol büzgülü eşofmanlar için yer açın. Sosyal yaşamın ve iş yaşamının butik bir hal alması bu akımın en büyük destekçilerinden. Öyle ki her yerde gördüğümüz silikonlu dudaklar, mimiksiz suratlar, birbirinin kopyası Barbie bebekler ’de doğallık çizgisine oldukça yaklaştı. Modumuza göre karar verdiğimiz topuk santimlerine son verebilirsiniz. Rahatlığın ve samimiyetin simgesi olan spor ayakkabılarda trendler arasında. Bir gün giyerim diye aldığınız ama kombinle yemediğiniz Jean ceketlerinize askınızda yer açmanızın tam zamanı.
Olaya biraz daha magazinsel olarak bakacak olursak;
Kedicikleri bilmeyenimiz yoktur. Birbirlerine bu kadar çok benzemelerinin sırrı sonunda çözüldü. Medya tarafından ortaya atılan bilgiye göre Adnan Oktar aşık olduğu manken Ebru Şimşek’i elde edemeyince müridi olan tüm kadınları ona benzemesi için bıçak altına yatırmış. Benzemeyeler için bu sancılı süreç devam ederken benzeyenler Oktar’ın karşısındaki yerini almış. Bu haberi okuyunca gözünüzde kedicikler canlanmıştır. Hepsinde aynı burun, aynı göz yapısı, aynı çene ve dolgun dudaklar. Bu olaya dayanarak belirtebiliriz ki güzellik bir algı şeklidir ve görecelidir.
Yapılan istatistiklere göre son yıllarda kadınlar hep aynı operasyonları tercih etmişler. Peki bunun bize yansıması nasıl oldu? Sosyal medyada dolaşırken Şeyma Subaşı sandığımız kişinin aslında Şevval Şahin olduğundan eminken altta yazan isimden Sinem Kobal olduğunu öğrenmemiz dışında pek bir etkisi olmadı. Güzellik tek düze bir hal aldı. Bizim gibi olmadıkları için içselleştiremedik. Frida Kahlo bu dönemde yaşasaydı karakteristik kaşlarını almak zorunda kalabilirdi. İddia edildiği üzere uğruna on üç adamın intihar ettiği İran Şahı’nın karısı yine bu güzellik algısının olduğu döneme denk gelseydi liposuction merkezinden kaç randevu alırdı bilinmez. Tabi ki görünümü tercih edenler ve çok beğenenler olacaktır o zaman size Şeyma Subaşı görünümlü Şevval Şahin tarifini hemen verelim. İyi bir estetik uzmanı bulmak tabii ki.
Aslında bunlara artık hiç ihtiyacımız kalmadı. Güzellik algısı değişti. Her şeyde olduğu gibi güzellikte de doğaya, doğala dönüş başladı. Nesrin Cevadzede kaşları, Özgü Namal dudakları, Berrak Tüzünataç burnu. İyi temizlenmiş bir cilt ve bakımlı saçlarla doğallığını ön plana çıkaran ünlülerin ve ya yeni ünlü olmuş kişilerin projelerde daha sık yer aldığını görmüşsünüzdür. Artık insanlar doğal olanı görmekten keyif almaya başladılar. Çünkü herkes bıçak altına yatamayacağı için kendi gibi olanı kabul etmeye yöneldi. Operasyonlar artık doğal görünümlü çil, doğal görünümlü kirpik üzerine yoğunlaştı. Botoks etkisi yaratan ürünler yerini uzun vadede yaşlanmayı engelleyen kremlere bıraktı. Doğal güzellik doğal karakteri de desteklediği için yalınlık, sadelikte ön plana çıktı. Bunun sonucunda yaratılış şekline sahip çıkan, her haliyle kendini beğenen ve beğendiren öz güvenli kadın ve erkeklerin değerinin artacağı bir dönem başlamış oldu. Yani uzun lafı diyoruz ki